Derleyen: Betül Yasemin Keskin / Milliyet.com.tr – İngiliz bilim adamı, Yer çekimi Kanunu’nun mucidi Isaac Newton 1704 yılında bir dizi matematiksel hesaplama kullanarak 2060 yılı civarında dünyanın sonunun geleceği öngörüsünde bulundu. Newton’ın bu tahmini yaparken dönemin kutsal kitaplarından yararlanmıştı ve bu nedenle söyledikleri modern fizik ile astronominin temellerinden uzak olduğu için o yıllarda çok fazla dikkate alınmadı. Ancak bir grup bilim insanına göre Newton’ın tahmininden 300 yıl sonra Hristiyanlığın kutsal kitabı İncil’de yer alan bazı kodlar dünyanın sonunun geldiğini işaret ediyordu. Artan nüfus ve azalan doğal kaynaklar göz önüne alındığında bilim insanları dünyanın sonunun yakın olduğuyla ilgili neredeyse hemfikir oldular.
BİLİM ADAMLARI BİR ARAYA GELİP KURDU
Takvimler 1973’ü gösterdiğinde zengin sanayiciler ve bilim insanlarından oluşan seçkin bir grubun üyesi olduğu Roma Kulübü (Club of Rome) gezegenin içinde bulunduğu çeşitli çevresel sorunları inceleyerek dünyanın sonunun yakın olduğuna inandı. Aşırı sanayileşme ve iklim değişikliği gibi insanlığın varlığını tehdit eden bir dizi problemin dünyanın sonunu getirdiği konusunda bilim insanları da ikna olmuştu. Bundan yola çıkarak Roma Kulübü’nden bilim insanları ve Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) tarafından medeniyetin çöküşünü öngören bir bilgisayar programı geliştirildi. Ne tesadüftür ki geliştirilen bilgisayar programı ile Newton’un 1704 yılındaki tahmini aynı yılı işaret ediyordu: 2060’lar. Kıyamet tahmini yapan bilgisayar programı dünyanın 2060 yılına kadar sona erebileceği verisini elde etti. Çevre kirliliği ve doğum oranlarındaki düşüş gibi faktörleri inceleyen gelişmiş bir algoritma kullanan program açık açık uygar yaşamın sona
Bilim insanları tarafından geliştirilen program, doğal kaynakların tükenmesi de dahil olmak üzere çeşitli faktörleri hesaba katarak gezegenin kritik bir süreçte olduğunu söylüyordu. Programa göre eğer insanoğlu hiçbir şey yapmazsa tüm gezegenin yaşam kalitesi sıfıra inecekti. Özellikle 2000’li yıllar tehlikenin arttığı dönem olacaktı.
NASIL TAHMİN ETTİ?
1970’li yıllardan günümüze dek çok konuşulan bu programın kıyametle ilgili modelleme tahminlerini nasıl yapabildiği ve kaynağının ne olduğu konusu akıllara çeşitli soruları da getirdi. Konuyla ilgili programın yaratıcısı algoritma mühendisi ve kuantum araştırmacısı Profesör George Davila Durendal’ın açıklaması ise şu şekildeydi:
“Buluşumun yapay zekası İncil’den yaratıldı. Bu program İncil’i okuyarak her ayrıntısını öğrendi. Yapay zekâya insanlığın varlığını derinden sarsan konular hakkında tahminler yazmasını söyledim. Bu konulardan biri de Kıyamet Günü’ydü.”
PROGRAM HAKLI MI ÇIKACAK?
Alanında uzman profesörlerin oluşturduğu bu program 2020 yılına kadar dünyada ciddi bir iklim krizi olacağını öngörmüştü. Birçok kişi günümüzde yaşanan bir dizi iklim probleminin bu programın yanılmadığını açıkça gözler önüne serdiği görüşünde. Bilgisayar programının doğru tahminde bulunması ise kıyamet ihtimaliyle ilgili soruları yeniden gündeme taşıdı. Bilgisayardaki verilere göre ‘kıyamet’ dünyanın iklim krizine girdiği 2060 yılında gerçekleşecek.
Dünyanın sonunun geleceğini öngören bu program Astronom Royal Martin Rees tarafından da destekleniyor. Royal Martin Rees, gezegenin yaşadığı büyük zorlukların üstesinden gelinebildiği takdirde insanlığın çok uzun süre yaşayabilecek potansiyeli olduğuna inanıyor. Ancak bilgisayar programına göre hangi önlemler alınırsa alınsın beklenen sonun tarihi değişmeyecek.