Ülkemizde doğup dünya markası olma yolunda ilerleyen Atelier Rebul, son olarak ‘ATELIER REBUL X ÇIRAĞAN PALACE’ ile Çırağan Sarayı’na özel koleksiyonuyla beğeni topladı. Etkinlikte bir araya geldiğimiz Rebul Şirketler Grubu Co-CEO’su ve Atelier Rebul Kurucu Ortağı Nüket Filiba, başarı hikayesi ve özel yaşamına dair Milliyet CADDE’ye konuştu.
– Marka hikayenizden kısaca bahseder misiniz?
Hikaye, 1895 yılında, genç Fransız eczacı Jean Cesar Reboul’ün, Beyoğlu’nda, Türkiye’nin ilk eczanelerinden birini kurmasıyla başlıyor. Rebul Eczanesi’nin ünü, eşsiz formülleriyle büyüyor ve özellikle Rebul Lavanda, kısa sürede Türk halkının ikonik ürünü oluyor.
– Sayısız formül böylece farklı ürün gamına dönüşüyor o halde…
Evet. Rebul Şirketler Grubu’nun hikayesi bugün, Rebul, Atelier Rebul ve Private Brands olmak üzere üç ayrı koldan dünyanın birçok noktasına ulaşıyor.
– Türkiye’den yurt dışına uzanmanın altında nasıl bir başarı hikayesi gizli?
Bu güzel topraklardan dünyaya açılan markamızla ilk olarak bölgenin kültürüne, koku alışkanlıklarına odaklanıyoruz. Yoğun araştırmalarımızla imza attığımız her formülde yanılmıyoruz.
– Sosyal sorumluluk ve sürdürülebilirlik alanındaki hassasiyetiniz de dikkatimi çekti. Bu alanda aktif olmanız çok kıymetli…
Teşekkür ederim. Sürdürülebilirlik eforlarımız, markamızın DNA’sına işleyen en önemli konu başlıklarından. Dünyaya yeşil bir iz bırakmayı misyon ediniyoruz. Doğa dostu ürün hareketimizle, “yeniden doldurun, yeniden kullanın, atıkları azaltın, bunları tekrar edin” diyoruz.
– ‘Gezegene Teşekkür’ başlığında başlattığınız ağaçlandırma projesi, gelecek adına önemli katkı sağlayacak bir yatırım…
Kesinlikle. ‘Gezegene Teşekkür’ başlığında ağaçlandırma projemizi gelecek nesillere daha temiz, daha yaşanabilir bir dünya hedefledik. En son güzel haber ise, sıfır atık belgesini almış olmamız. Atıklarımızı kaynağında ayrıştırarak, cam-plastik-kağıt olarak geri dönüşüme kazandırıyoruz.
– Çırağan Sarayı için hazırlanan koleksiyondaki iş birliğiniz için neler söylersiniz?
ATELIER REBULX ÇIRAĞAN PALACE koleksiyonu ile asırlık markaların köklü tarihi, notalara taşındı. Çırağan Sarayı’na özel bu kokuyu yaratırken, sarayın büyülü bahçelerinden ve eşsiz İstanbul Boğazı’ndan ilham aldık. İstanbul’un değerlerini dünyanın her köşesinde hissettirmek en büyük dileğimiz.
‘Tutkularımın peşinden gitmeyi seviyorum’
– Peki bu yoğun iş temposu arasında aile yaşantısı nasıl dengeleniyor?
Zamanı iyi yönetmek sanırım en iyi yaptığım işlerden biri. Her dakikası planlı, dolu geçen iş günümün ardından eve gidip ailemle kaliteli vakit geçiriyorum. En mutlu olduğum yer ve zaman!
– Hırslı biri misiniz?
Hayallerimin, tutkularımın peşinden gitmeyi, pes etmemeyi, çok çalışmayı seviyorum. Ve en önemlisi; bir kadın olarak neler başarabileceğimi iyi biliyorum, kadınların gücüne inanıyorum.
– Girişimci kadınlara nasıl bir yol haritası önerirsiniz?
Öncelikle bunu bir işten öte, sizinle büyüyecek, kattıklarınızla değerlenecek bir tutku olarak görün. Kendinize olan inancınızı asla kaybetmeyin. Sabırlı ve titiz olun.
– Sağlıklı ve zinde kalmak adına nelere dikkat ediyorsunuz?
Aslında ben güzellik ve bakımı, bütünsel yaklaşım olarak ele alıyorum. Güzel olabilmek için içten dışa kendimize bakmamız gerekli. Bol yeşillik, su, uyku ve nem güzellik rutinimin en önemli parçaları.