MELTEM GÜNAY İstanbul – Depremzedelerin psikolojik yaralarının sarılmasının çok önemli olduğunu dile getiren uzmanlar, bu yıkımı yaşayanlara “güçlü olmalısın, hayat devam ediyor, sen şanslısın” gibi cümleler kullanılmaması gerektiğini belirtti. Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Türkçapar, deprem travmasını yaşayan kişilerin yasına saygı gösterilmesi gerektiğini ve insanların travma yaşayan kişilere yönelik teselli sözlerinin bu dönemde o kişiyi daha da kötü hissettirebileceğini ve öfkelendirebileceğini vurguladı.
‘Üzüntü gayet doğal’
Türkçapar şunları söyledi: “Bir insanın kaybı olduğunda üzüntü yaşaması gayet doğal, Dolayısıyla üzülme, hayattasın gibi teselli cümleleri kurarak üzülmesinin ya da yasını tutmasının yanlış olduğu mesajı veriliyor. Oysa ki acısını, kaybını yaşaması gerekiyor. ‘Geçecek’ gibi cümleler onu önemsememek, anlamamak gibi gelir. Psikolojik ilk yardımda kişinin yanında olmak, o ne kadar anlatıyorsa onun anlattığını dinlemek, ‘anlat rahatlarsın’ diye zorlamamak gerekiyor. ‘Ölenle ölünmez’ gibi cümleler kurulmamalı. İnsanlar bir şeyler yapmalıyız diye düşünüyor ama bazı şeylerde o travmayı yaşayan kişinin yanında olmak dışında yapabilecek bir şey yoktur. Müdahale etmeden, doğal süreci bozmadan destek olmak gerekiyor. Çok anormal reaksiyonlar olmadıkça bir şey yapmayıp, onun kendi doğal seyrini izlemesini beklemek, ona saygı göstermek önemli. Normalde belli bir travma yaşayan insanlarda bir aya kadar, sık sık aklına gelmesi, kolay irkilme, korkma, duygusuzlaşma, dünyadan kendisini ayrı ve kopuk hissetme, gerçek dışılık hissi olur.”
‘Güven duyacağı bir ortamda olmalı’
Türk Psikiyatri Derneği Ruhsal Travma ve Afet Çalışma Birimi tarafından hazırlanan çalışmada, yaslı kişiler için öneriler şöyle sıralandı:
Kendini güvende hissedeceği bir ortamın oluşturulması.
Kaybın gerçekliğini fark etmesi ve kabullenmesi için ölen kişi hakkında konuşmasını cesaretlendirmek.
Kayıptan doğan üzüntü, acı gibi duygularını dile getirmesine izin vermek.
Acıyı azaltmak için söylenen ‘Güçlü olmalısın’, ‘Hayat devam ediyor’, ‘Yakında geçecek, bitecek’, ‘Çocukların için ayakta kalmalısın’ sözlerinden kaçınmak, bunun yerine duyguları içtenlikle anlamaya ve paylaşmaya çalışmak.
Yaslı kişiyle konuşurken kaybın gerçekliğini vurgulayan bir dil kullanmak.
Yaşamıyla ilgili önemli değişikliklerin, ani ve iyi düşünülmemiş kararların önüne geçmek.
Aile, arkadaş, komşu gibi sosyal destek verebilecek kişiyerle temasını güçlendirmek, gerekirse destek gruplarına ve ruh sağlığı hizmeti veren kişi veya kurumlara yönlendirmek.
‘Ani tepkilere saygı duyulmalı’
Üsküdar Üniversitesi NPİstanbul Hastanesi Uzman Klinik Psikolog İhsan Öztekin, travmaya maruz kalmış kişilerle iletişim kurulurken şunlara dikkat edilmesi gerektiğini önerdi:
“İletişime kapalıysa, yardım almayı kabul etmiyorsa saygı duyulmalı, ne zaman yardım almak isterse yardım etmeye hazır olunduğu bilgisi verilmeli. Teknik anlatımlardan, analiz ve nasihatlerden uzak durulmalı. Beklenmedik ani kişisel tepkilere saygı duyulmalı. Duyguların ifadesine yardım edilmeli, beden dili iyi kullanılmalı. Göz teması, fiziksel mesafe, yüz ifadesi ve mimikler konusunda hassas olunmalı.”